Marsdén Lexie Millér Hogwarts Müdiresi & Admin
Mesaj Sayısı : 1972 Yaş : 30 Nerden : ist. Savaşta Hangi Taraftasın ? : Tarafsız Asa : Çığlığın Derin Sesi Kan Durumu : Safkan Özel Yetenek : Metamorfmagus Patronus : Unicorn^ Kayıt tarihi : 11/04/08
Büyücü Özellikleri Galleon: 1000
| Konu: -Bakanlık Çalışanı Alımları- Salı Kas. 04, 2008 4:49 pm | |
| Bakanlık Çalışanı olmak için alttaki formu doldurmanız yeterli..
Ad: Soyad: Örnek Rp: İstediğiniz Bölüm (Başkan/Çalışan):
*Bir tane Sihir Bakanı ve her bölüme birer başkan alınacaktır..
| |
|
Persephonie Fraude Sihir Bakanı
Mesaj Sayısı : 408 Yaş : 30 Nerden : Red Lake Savaşta Hangi Taraftasın ? : Tarafsız. Rp Sevgilisi : Matthew Andy Black. Asa : Kristal Yürekler. Evcil Hayvan : Krup - Dorian Kan Durumu : Safkan Patronus : Cansarar Kayıt tarihi : 17/05/08
Büyücü Özellikleri Galleon: 1000
| Konu: Geri: -Bakanlık Çalışanı Alımları- C.tesi Kas. 08, 2008 5:55 pm | |
| Aléida Emilie Roviuné Esrar Dairesi Başkanı
Uyku , uyku , uyku.. Şuanda istediği tek şey uykuydu. Zaten Emilié geleceği düşünmezdi. Onun için önemli olan şimdiki istekleriydi. Anneisni onun isteklerini her zaman yerine getirmişti. Ama şuanda yalnızdı , aslında Emi inkar etsede hep yalnızdı. Kimsenin ailesini tanımak yada bilmek istemiyordu , ailesini anlatanlardan tiksiniyor. Babaları ön planda olan kişilerle arasına mesafe koymaya özen gösteriyordu. Ne kadar söylemese de herkes biliyordu.. Em'nin babası yoktu.. Elbetet biyolojik bir babası vardı , ama kimdi onu birtek cadı annesi bilirdi. Oysa Haminnesi ölene kadar bu baba konusuna fazla takılmazdı. Doğruya o zaman Emi için annesi de yoktu. Sadece büyükannesi ve hayal dünyası vardı. O öldüğünde hiç göz yaşı dökmemişti , oysa o ruhunun diğer parçasıydı. Bu yanı Valentiné teyzesine mi benziyordu? Ama ona benzemesi imkansızdı.. Ona benzeseydi teyzesi onu severdi. Svet teyzesi hariç onu ailede sevenler azdı. Sanki o babasız büyümekten zevk alıyordu. Şu lanet olasıca yatakhanede aslında bir sürü arkadaşı vardı.. Var değil , vardı.. Çünkü kendini büyülere ve iksirlere adamış , bunu yaparken arkadaşlarını ihmal etmiş hatta onlarla görüşmeyeceğini düşünüp pis şakalarına alet etmişti. Şimdi hepsi kafa dengi tiplerdi.. Olsun , Emilié'nin kimseye ihtiyacı yoktu. Tek başına maceralar yaşayabilirdi. Mesela bu geceyi isterse bahçede geçirebilir , bunu kimsenin ruhu duymazdı. Suratına yayılan gülümsemeye engel olmaya çalışmadan siyah yorganı üzerinden sıyırdı. Parmak uçlarında ilerleyerek yatağının başucunda duran üzeri gümüş desenlerle kaplı siyah gecede kaybolan sandığının başıan geçti. Dokunmasa havada gümüşi şekiller var sanırdı. Üzerinde duran eşyaları yavaşça yatağının üzerine bırakıp sandıktan sessizce cüppesini çıkardı. Eğer bu yaramazlıkları devam edecekse düzenli olmalıydı. Elbiselerin üzerine eşya koymak ses çıkartırdı. Gerekli eşyalar gerekli yerlerde..
Geceliğini çıkarıp yatağının üzerine attı ve üstünü hızla giyindi. Daha demin dediği düzeni iki dakika geçmedne unutmuştu. O gecelik hiçbir zaman katlanmayacaktı , asasını yastığının altından alıp ayağına ayakkabılarını geçirdi. Beyaz parkelerin parladığı zeminde ayakkabılarını gıcırdatmadan yürümeye başladı. Hademe okula yeni alınmıştı , zaten garip bir aile olduğu en baştan belliydi. Ama Tanrı aşkına güzel temizlik yapılıyordu. Hem bir kofti ancak yerleri temizlemeliydi. Karşısındaki koftilere nasıl davranılır dersi veriyormuş gibi başını geriye savurdu. Sol gözünü kapatan perçek geri çekilmiş daralmış salon bir anda daha geniş oluvermişti. Maçlarda mutlaka saçlarını toplamalıydı. Bu nerden aklına gelmişti bilmiyordu ama bunu kesinlikle yapmalıydı. Yürürken gözlerini açık tutmaya çalışarak gerindi. Elbette gözleri kapanmıştı ama birşeyi denemek bile önemliydi. Hele de Emilie gibi üşegeç bir kız için.
Şöminenin alevinin sardığı ortak salon boş ve ürkütücüydü. Alevin hareketleriyle gölgeler değişiyor. İlk kaçma girişiminde birine yakalanma duygusu süreki gözlerinin etrafı taramasına yol açıyordu. Annesinin anlattığı gibiydi. Etrafa dikkatli bakması onun anlattıklarını aklına bir bir getiriyordu. Koltukların arkasındaki çıkış kapısı , kızlar yatakhanesinin önündeki beyaz şömine.. Salzar'ın ana rengi olan üç renkle döşenmiş ihtişamlı salon.. Gri , yeşil i siyah.. Beyaz şömine sayılazsa. Özgürlük hissini en çok veren Salazar Slytherin'in portresiydi. Evet hareketli değildi ama sanki Emilie'ye bakıyor ve onun gibi bir Slytherin öğrencisi olduğu için çok mutlu olduğunu kapalı dudaklarının arkasından fısıldıyordu. Bakışlarını ondan çevirip çıkış kapısına yöneldi ve nemli koridora kendini bıraktı , içerde biraz daha kalması heralde bütün geceyi orda geçirmesine neden olurdu. Yeşil ve gri o kadar güzel parlıyordu ki..
Koridor nemli ve loştu. Köşelere yaklaşıldığında gölgeler artıyor , ayak sesinin yankısı süreki arkasına ve önüne dönmesine yol açıyordu. Asası ise serinliğe rağmen terlemiş avuçlarının arasındaydı. Şuanda korkmuyordu aksine bu özgürlükten zevk alıyordu fakat kulağına gelen bir ses onun rahatsız olmasına yol açıyordu. Merdivenleri hızlıca tırmanmaya başladı. O ses hala arkasından gelirdu.. Bu yankıdan farklıydı , süpürgeyle uçarken bu sesi duyardı.. Tabi ya arkasında bir hayalet vardı. Kaymamaya çalışarak birinci kata çıktı ve önüne gelen ilk heykelin arkasına kendini attı. Birkaç saniye sonra önünden oldukça çirkin yüzlü , asil elinde kılıcıyla sessizce gülümseyen bir hayalet geçti. Kırmızı giysisiyle kendini diğer beyaz giyimli hayaletlerden ayırıyordu. Eğer ona yakalanırsan bütün okul çıkacak çıngarı duyar, aşağıya indikelrinde Emilie'yi duvara cüppesinden asılmış imdat diye bağırırken bulurdu. Eliyle ağzını kapattı ve hayaletin hızla ilerlemesini bekledi. Acaba onu duymuş muydu? Duymasa niye etrafına öyle bakınsın ki.. Koridorun sonuna geldiğinde Emilie'nin bu katta olduğunu anlayacaktır. Yere oldukça yumuşak basmaya çalışarak hızlı adımlarla karşıya geçti. Hayalet birşey sezmiş olmalıydı. Açık kalması garip olsada açık kalmış pencereye doğru ilerledi ve kendini pencereden aşağıya attı;
-"Ahhhh.."
Bunu dudaklarını ısırarak söylemesi fazla gürültü çıkmamasına neden olmuştu ama bir çalının içine düşmüştü ve canı acıyordu. Hiç hareket etmeden gövdesinin yarısı duvardan dışarı çıkmış hayalete baktı. Bu laftan da anlamazdı , bazen Gry. hayaletine sempati duyuyordu.. Bazen mi? Oysa bu sempati yeni ortaya çıkmıştı.. Ne olursa olsun çok mutluydu. Okul kurallarını zevkle çiğnemiş kapısı kapalı okuldan çıkmayı başarmıştı. Müdürenin odasına taş atıp kaçtığını ilan etmek istiyordu. Elbette bunu gerçekleştirmeyecekti. Hayalet etrafına bakınıp fazla gürültülü olmayan bir kahkahayla görüş alanından çıktı. Kahkahaların uzaklaşmaını bekleyip çalıların arasından çıktı. Yanağı çizilmişti ve beli ağrıyordu. Bu ne lanet şeydi? Yine de zafer sırıtışıyla bahçeye doğru yürümeye başladı. Şimdi ne yapmalıydı? Keşke yanında bir arkadaşı olsaydı o zaman daha çok eğlenebilirdi. O da nesi ilerde yürüyen biri mi vardı? Yoksa Emilie mı yanlış görüyordu. Çocuğun başı ona bakan kız döndü. Emilie'nin içini buz gibi soğutan donuk bakışları ve garip sırıtışı vardı. Oysa bu çocuk Ravenclaw'a seçilen kendini ZAY'a adamış sıcak gülüşlü genç değil miydi? Nasıl bu kadar itici olabilmişti.. Elbette ZAY olmak bir iticilik nedeniydi ama bu suratta rahatsız edici olan farklı birşeydi.
Başını çevirip yoluna dümdüz devam eden çocuğu gözleriyle izlemeye başladı. Acaba bu çocuk ZAY görünüşlü ölüm yiyen falan mıydı? Ve Yasak Orman'a mı giriyordu? Acaba orada ne yapacaktı? Bu kimin umrundaydı? Emilie tabiki de onun arkasından gitmeyecekti. Daha aklını peynir , ekmekle yememişti. Okuldaki ilk günleri ve ilk yılı için çiğneyecek kurallar sınırını yeterince geçmişti. Neden onda annesini görüyordu.. Benzemeleri değil.. O bakışlar evet .. Annesi gibi o da uyur gezerdi. Ve geceleri dayıları Yasak Ormanda av için gezerlerdi. Bir çocuğa zarar vermek onların sonu demekti.. Ayrıca bu bilmiş çocuğun başına bela olmak istiyordu. Bunun için onun canlı olamsı gerekirdi. Ayrıca vampir olmaması.. Biraz geriden çocuğu takip etmeye başladı. Hiç girmediği bu yer gerçekten ürkütücüydü. Annesinin anlattığına göre olay bazı yaratıklarda biterdi. Eğer çevrede at-adam gibi koruyucular geziyorsa orada pek yaratık olmazdı. İyide onların ne tarafta olduklarını tahmin edemeyecek yaştaydı. Belki de o lanet çocuğun canı cehenneme olmalıydı. Zikzaklar çizerek ilerliyordu. Burayı tanır gibi bir yanı vardı.. Ama bunun garantisi yoktu. Çocuktan gözünü ayırıp asasını diğer eline aldı ve terli avucunu cüppesine sildi. Aman Tanrım.. Her taraf karanlıktı. Yuvarlaklar çizen bu lanet çocuğu niye keriz gibi takip etmişti. Off ordan birşey mi geçmişti? Dayım buralarda mıdır? Dayı.. Tekrar adının Tom olduğunu düşündüğü çocuğun arkasından ilerlemeye koyuldu. Ama görüş alanından çıkmıştı. Onu mutlaka bulmalıydı. Hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.
Deminden beri yavaş ilerleyen çocuk koşmuş muydu? Nerdeydi? Artık nerede olduğunu bulabileceğini sanmıyordu.. Bu lanet olasıca yerin gündüzü de böyle olmalıyd. İyice yolunu şaşırmadan geri dönmek istiyordu. Arkasını dönüp aşağıya doğru ilerlemeye başladı. Islak toprakta ayak izleri kalabilirdi. Asasını iyice kavrayıp yere baktı , yere bakmasıyla kaskatı kesilmesi bir oldu. Daha iki dakika önce geçtiği yerde ayak izlerinin üzerini başka izler de süslemişti. Belki de biraz daha geç o noktaya varsaydı o yaratık üzerinden geçip onu parçalayacaktı.
-"Kim var orda?.."
Demek Tom uyanmıştı. Ama bir sorun vardı. Ağaçların bulunduğu tarafa yani boş tarafa bakıyordu. Oysa tehlike tam arkasındaydı.. Tehlike.. Kendisini tehlike olarak göstermek hoşuna gitmişti. Birnevi motivasyon.. Gülümseyip yerde gördüğü ilk dalı aldı. Nede olsa hertaraftan uğultular geliyordu ve ıslak toprak sisle birleşip sesi emiyordu. Tom'un sırtına vuracaktı ama bu tehlikeli oalbilirdi. Arkasında olması aynı zamanda dezavatajdı. En iyisi önlemli bir merhabaydı. Kolunu yakalamya hazır birşekilde;
-"Sizin orada yol arkadaşlarına böyle kaba davranılıyor demek.."
Bunu demesiyle eğilmesi bir oldu. Biraz sonra başının üzerinden bir sihir geçti. Yavaşça ayağa kalkıp buz mavisi gözlerini gencin gözlerine dikti. Bu çocukluktan gelen bir alışkanlıktı.. Benimle konuşurken yüzüme bak.. Gülümseyip;
-"Bir dahaki sefere arkana bakmayı unutma ve karşındakinin armut gibi orda senin asanı çevirmeni bekleyeceğini sanma.. Ayrıca uyur gezersin.. Hakkında en iyisi kendini yatağa bağlaman olur.. Tabi ebediyen bağlarsan da karşı çıkmam , emin ol.. "[/color] | |
|
Karen Millér Hogwarts Müdire Yardımcısı
Mesaj Sayısı : 595 Yaş : 36 Nerden : .. Savaşta Hangi Taraftasın ? : .. Rp Sevgilisi : .. Asa : .. Evcil Hayvan : .. Kan Durumu : .. Özel Yetenek : Görücü Kayıt tarihi : 16/07/08
Büyücü Özellikleri Galleon: 1000
| Konu: Geri: -Bakanlık Çalışanı Alımları- C.tesi Kas. 08, 2008 6:01 pm | |
| | |
|
Shakira Isabel Muggle
Mesaj Sayısı : 48 Savaşta Hangi Taraftasın ? : Londra Rp Sevgilisi : Aranıyor Asa : Melodik Güç Evcil Hayvan : Pofuduk Kedi'm' (CrookScabby) Kan Durumu : Safkan Özel Yetenek : Veela, Animagus Patronus : Tek Boynuzlu At Kayıt tarihi : 09/06/09
Büyücü Özellikleri Galleon: 1000
| Konu: Geri: -Bakanlık Çalışanı Alımları- Salı Haz. 09, 2009 3:41 pm | |
| Ad: Shakira Soyad: Isabel Örnek RP: Not: RP'de adım Hermionie olarak geçmiştir Örnek Rp: O gün Hermionie ilk dersine girmek için sabırsızlanıyordu. Koşmak istiyordu. Ama o bir asistandı artık ağır hareketler sergilemesi gerekiyordu. Konusu KSKS'ydi. Acaba Profesör olabiliecek miydi hiç? Şimdi bunu düşünmek onu meraklandırıyordu. Sınıfın kapısını açtı. Tüm öğrencilere şöyle bir baktı. Merhaba çocuklar, bu deste Karanlık Sanatlar'a karşı kendimizi savunmayı öğreneceğiz... Kendimizi savunmak, en az Animagus olmak gibi yeteneklere sahip olmak kadar önem taşır. Yani, sizden istenen sadece iyi uygulamalar yaparak öğrenmeniz. Ama dersi dinlediğiniz takdirde bu zaten çok kolay olacaktır. Bu konuda emin olun. Şimdi sorusu olan var mı? dedi Bir çocuk elini ürkek ürkek kaldırdı. Acaba... Acaba ne gibi karanlık sanatlar? Hmm, her şey olabilir bence kendimizi bir şey üzerine kodlamayalım ki diğer şeyleri de kolaylaştıralım. Geniş bakmak bu açıdan çok önemlidir çocuklar. Bunu unutmayın. Evet, ee özellikle kötü karanlık sanatlardan bahsediyorum. Bunu bilin şimdilik bize yetecek bilgi bu... diye yanıtladı.
İstediğim Bölüm: Esrar Dairesi | |
|
Marsdén Lexie Millér Hogwarts Müdiresi & Admin
Mesaj Sayısı : 1972 Yaş : 30 Nerden : ist. Savaşta Hangi Taraftasın ? : Tarafsız Asa : Çığlığın Derin Sesi Kan Durumu : Safkan Özel Yetenek : Metamorfmagus Patronus : Unicorn^ Kayıt tarihi : 11/04/08
Büyücü Özellikleri Galleon: 1000
| Konu: Geri: -Bakanlık Çalışanı Alımları- Ptsi Haz. 29, 2009 2:36 pm | |
| | |
|
Marry Peony Murphy Muggle
Mesaj Sayısı : 1 Kayıt tarihi : 02/07/09
| Konu: Geri: -Bakanlık Çalışanı Alımları- Perş. Tem. 02, 2009 9:59 pm | |
| Ad: Marry Peony Soyad: Murphy Örnek Rp: - Spoiler:
Yatağında mışıl mışıl uyuyordu. Bir bağrışma ile gözlerini açtı. İçeride profesör Roxynna vardı. Dementia yatağında bağırıdı her nedense. Profesörde bu sesleri duymuş olsa gerek hemen yatakhaneye girdi. Profesör Roxynna genç kızı uyandırınca. Darcelle'de olan biteni anlamıştı. Genç kız sadece bir rüya görmüştü. Ama anlaşıldığı kadarıyla bu bir rüya değilde kabusdu. Çok korkmuşa benziyordu. Darcelle yatağından bir an doğrulmak istedi. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ama bir şeyler derler diye yatağında durup onları dinlemeyi tercih etti. Profesör çok telaşlı görünüyordu onu öle görünce. Darcelle genç kızın yatağından kalktığını görünce hemen gözlerini yumdu. Uyuyormuş gibi yapmak istedi. Onun kendisini görmek istemiyor gibi bir hali vardı. Darcelle kızın yatakhaneden çıktığını anlaınca gözlerini açtı. Profesör Dementia'nın yatağının baş ucunda durarak ona bakıyordu. Darcelle profesöre ne olduğunu sormak için yatağından kalktığında profesör yatakhaneden ayrılmıştı bile. Başucunda duran cüppesini eğnine geçirdi. Dementia'ya ne olduğunu çok merak ediyordu. Onun nereye gittiğini çok iyi biliyordu. Çünkü Dementia kendini ne zaman kötü hissetse hemen kütüphanaye gider kitap okurmuş gibi yaparak kendini biraz yalnız kalmasını isterdi. Ama bu sefer onu yalnız bırakmaya hiç de niyeti yoktu Darcelle'nin. Çünkü olan biteni öğrenmek istiyordu. Meraktan çatlıyordu. Hemen saçını başını düzeltti ve yatakhaneden ayrılarak kütüpheneye doğru yol almaya başladı.
Merdivenlerden çıkarken merdivenlerin hareket ettiğini hissetti. Onu tam da istediği yere götürüyordu. Kütüphaneye. Merdiven kütüphanenin olduğu kapının orda durunca bir hışım merdivenlerden ayrıldı ve kütüphane kapısına doğru yol aldı. Kapıya geldiğinde kapının aynasından Dementia'nın kapısını kitaba yaslamış uyuduğunu gördü. Kitap okumadığı her halinden belliydi. Kapıyı mümkün olduğunca yavaş açmaya çalışsada kapının gıcırtısı her yana yayılmıştı. Dementia'da kafasını kitabından kaldırdı ve kitap okuyormuş gibi yapmaya başladı. Darcelle onun yanına doğru yöneldi. Rafdan bir tane kitap aldı, kendine bir sandalye çekti ve söze başladı.
" Burada olacağını tahmin etmiştim. "
Gülümsüyordu. Dementia onu görmezlikten geliyor gibiydi. Kendine orada duran sandalyeyi çekti ve üzerine oturdu. Bir yandan da kafasını yana doğru çevirdi ve dolabın üzerinde ki aynadan kendine bakarak saçını başını düzeltti. Ondan bir cevap gelmeyince meraklı gözlerle ona baktı ve tekrardan söze başladı.
" Neyin var canım iyi misin? Yatakhanede bağırışmalarını duydum. Bana anlatmak istersen.. "
Anlatmasını çok istiyordu çünkü meraktan çatlamak üzereydi. Anlatması ümidiyle onu izliyordu. Kızın ne diyeceğini merak ediyordu. Bir yandanda da önünde duran kitabı kurcalamaya başlamıştı. Nasıl bir kitap olduğunu hala anlamış değildi. Rafdan rasgele almıştı o kitabı. Kız da Darcelle'yi sonradan görmüş gibi kafasını kaldırdı. Yüzünde bir takım izler vardı. Kız onları hissetmiş olsa gerek. Kendine bir an camdan baktı ve eliyle iz olan yerleri uvalamaya başladı. Onları yok etmeye çalışıyor gibiydi. Fakat bir terslik vardı nedense her uvaladığında yanağına yayılıyordu izler. Kız yanağını uvalamaktan sıkılmış olsa gerek yanağını kimsenin görmemesi için kapattı ve söze başladı.
" Şey iyiyim iyi. Şu mürekkbide saymaksak çok iyiyim desem daha doğru olucak. Aslında yatakhanede bağırmadım. Sadece biraz daha yüksek sesle konuşmuşumdur o kadar. Anlatılacak bir şey yok sadece saçma bir rüya işte. Bu arada ben Dementia...Dementia Amélia Uxéda, aslında bana Amély derler. Şuana kadar kimse Dementia demedi. Profesörü saymaksak tabi. "
Kız biraz kıkırdadı. Darcelle bir an ona bakarak gülümsedi. Çok şirin ve tatlı bir kıza benziyordu. Onu gittikçe seveceğinden emindi. Ona neden Dementia dediğinide bilmiyordu. Sadece bir anda ağzından öle çıkmıştı. Artık Amély diyecekti. Darcelle biraz da olsa gergindi. Çünkü içinde bilersiz bir sıkıntı vardı. Bu sıkıntıyı ona göstermemek için kendini sıkıyordu ama ne yazıkki her halinden belli oluyordu. Kız hissetmiş olsa gerek söze başladı.
" Hey rahat ol! Burada kimse gülüyorsun diye sana kızmaz. Yani madam Pince olmadıkça "
Kız bir anda Darcele'ye ısınmış gibiydi. Darcelle'de kıza hemen ısınmıştı. Birlikte bir kaç dakika gülüştüler. Darcelle az da olsa sıkıntısını atmış gibiydi. Yüzünde gülümse doğuyordu. Gerçekten çok şirin bir kızdı. Darcelle bir şey söylemeden önünde duran kitabın ne işe yaradığını incelemeye devam ediyordu. Birkaç dakika bekledikten sonra kendini toparladı ve kendini yüzüne gülümsemesi tekrardan yerleştirerek tanıttı. Kız da gülümseyerek onu dinliyordu. Darcelle kızın önünde duran kitaba bakıyordu. Onun hangi kitap olduğunu bilmiyordu. Meraklı gözlerle ona doğru baktı ve söze başladı.
" Amély önünde duran kitabın adı ne? Sende benim gibi kitablara çok meraklısın galiba okumasandı. "
Kıza baktı ve tebbessüm etti. Kızında her halinden belliydi. Ama Darcelle onun ne olduğunu sorunca biraz afallamış gibiydi. O kitabı dalgınlığını unutsun diye almış gibiydi. Kız Darcelle'ye gülümseyerek baktı ve o da memnun olduğunu söyledi. Sonrada kitabı anlamsız bir ifade ile baktı ve onu evirip çeviririk kitabın hangi kitap olduğunu bilmidiğini söyledi. O rüyanın etkisi ile kitabı rasgele dolapdan almıştı. Aynı Darcelle'nin hesabıydı. O da Amély bir şey anlamasın diye rasgele almıştı. Onun da aynı soruyu sormamasını umuyordu. Kız yüzündeki izlerden rahatsız olmuş olsa gerek elini tekrardan suratına götürdü. Onları canını acıtasıya kadar ovuyordu. Ama bir türlü gitmiyordu. Darcelle onun zor durumda olduğunu anladı ve cebinde olan ıslak mendili çıkardı ve kıza doğru uzattı. Kız da ona baktı ve mutlu olmuş olsa gerek gülümseyerek aldı ve bu seferde ıslak mendille siliyordu. Neyseki gitmişti. Bu duruma ikiside sevinmişti. Kız yüzündeki izleri sildikten sonra Darcelle'ye mendili verdiği için teşekkür etti ve meraklı göslerle birşey soracakmış gibi söze başladı.
" Şey Darcy,sana soracağım sorular biraz saçma olucak ama eğer sormazsamda kendimi tatmin edemeyeceğim. Boş zamanlarından neler yaparsın ? Birde verilen ödevleri zamanında yapar mısın ? Sınavlar başlamandan önce ders çalışma istedi duyar mısın ? "
Bu soru ona biraz garip gelmişti. Çünkü sorular ard arda elince anlamları biraz değişebiliyordu. Kız Darcelle'yi sevmiş gibi görünüyordu. Darcelle'de kıza karşı aynı duyguları hissediyordu. Yeni yep yeni bir arkadaş bulduğu için çok seviniyordu. Bu her halinden belliydi. Darcelle, Amély'nin sorularını cevaplamak için zihninde tüm soruların cevaplarını yanıtadı. Çünkü soruları eksiksiz ve anlamlı cevap vermesi gerekiyordu. Onlaya bilmesi için. Bir kaç dakika sonra cevaplar dudaklarının arasından dökülüverdi.
" Ihmm.. boş zamanlarımda genellikle, müzik dinlemeyi, Kitap okumayı ve son olarak da arkadaşlarımla vakit geçirmeyi severim canım. Kitaplardan macera ve aşk romanlarını çok severim. Bu kitaplar beni çok büyülüyor. Verilen ödevleri zamanın da yapar mısın sorusuna gelince bazen yapmaya bilirim bazen tüm ödevler üst üste geliyor ve beni bazen çok sıkıyor. O yüzden bu huyumdan vazgeçip derslerimi zamanında yapmaya zaman göstermeye çalışıyorum. Son soruya da çok kısa ve kesin bir cevap. Yok duymam çünkü sınavlar başlamadan kendime ve arkadaşlarıma zaman ayırmak isterim. "
Çok yorulmuştu bütün bu soruları cevaplarken. Masanın üzerinde içi su dolu şişe duruyordu. Kızdan izin olarak ağzına bir yudum su aldı ve yutkundu. Dili damağı kurumuştu. Suyu içtikten sonra dili ile dudaklarını ıslattı ve onları biraz rahatlatmak istiyordu. Bunca soruyu bir hamlede cevaplamak çok yormuştu onu. Darcelle de kızın ne tür şeylerden hoşlandığını merak ediyordu. Aynı şöylerden hoşlanmasını umuyordu. Aynı soruyu kızada yöneltti. Kızda bir kaç dakika bekledikten sonra Darcelle'nin yanıtlarının bir benzerini yanıtlamıştı. Bu Darcelle'yi bir an gülümsetmişti. Onu tebessüm ederek izlemeye koyuldu. Çok şirin bir anlatım tarzı vardı. Kız sözünü bitirdikten sonra gülümsüyordu. Darcelle'de ona teşekkür etti ve havadan sudan konuşmaya devam ettiler. Bazen binalarından bazen arkadaşlarından bazende profesörlerden konuşuyorlardı. Darcelle konuşurken ilerde dolabından arkasında birini gördüğünü sanmıştı. Bir insan süetine benziyordu ama aldırmadı. Kıza çaktırmadan onu dinliyormuş gibi yaptı. Bir gözü de o yerdeydi. Bir kaç dakika sonra orada bir gürültü koptu. Darcelle hızla ayağa kalktı. Amély'de neden ayağa kalktığını sordu. Darcelle de olanları anlattı. Orada birinin olduğundan emindi. Sessizce Amély'i yerinde oturması için uyardı. Darcelle eline asasını aldı ve sesin geldiği yöne doğru gitti. Tam orada ne olduğunu anlamak için kendini dolabından arkasına atacaktı ki oradaki camın açık olduğunu fark etti. Kaçmıştı. Darcelle onun kim olduğunu çok merak ediyordu. Çok sinirlenmişti. Orada birisi onları dinliyordu. Bu onun hiç de hoşuna gitmemişti. Ama onun kim olduğunu bulacaktı bunu kafasına koymuştu. Açık pencreden aşağıya sarktı ama kimse yoktu. Asasını cebine koydu. Sinirli bir ifade takınarak Amély'nin yanına doğru geldi. Amély neler olup bittiğini sordu. Darcelle'de kaşlarını çatarak orada kimsenin olmadığını sadece pencerenin açık olduğunu söyledi. Darcelle artık orada rahatça oturamazdı. Amély'e baktı ve söze başladı.
" Canım buradan gidelim mi? Ben burada huzursuz olmaya başladım. Hadi yatakhaneye dönelim. "
Önünde duran kitabı yerine koydu. Amély yerinden kalkarken Darcelle o acık pencereyi bakıyordu. Serin bir rüzgar perdeyi sallandırıyordu. Darcelle'de aldığı ketabı aynı biçimde yerine koydu ve kafası karaşık bir şekilde oradan çıktılar ve yatakhaneye yol aldılar. Darcelle orada bulunanın kim olduğu bulmayı kafasına takmıştı onu er yada geç bulacaktı ve onun cezasını kendi verecekti.
Rp Rp Rp Out: Bu site de başka üyeliğim ile yaptığım RO.
İstediğiniz Bölüm (Başkan/Çalışan): Sihirli yaratıkların denetimi dairesi başkanı. | |
|