-Şifacı Alımları-

Ad: Marissa Lizzie Lauran
Soyad: Gaunt
Rp yaşı: 19
Örnek Rp:

Gece karanlığı, büyük bir sır perdesi de örtmüştü gizemli Hogsmeade'ın üstüne.Marissa yürüdüğü boş bir sokakta şarkı mırıldanıyordu kendince.Gri çöp kutularının hayal meal gözüktüğü köşeye yaklaşırken, devrilen bir çöp kutusu sesiyle adeta irkildi.

"Kim var orada ?"

Asası çoktan elindeydi.Büyük çöp kutusunun olduğu kenarda, bir kızın aklını başından alabilecek kapasitede yakışıklı olan bir genç duruyordu.Sarımsı saçları mavi-gri gözlerine daha da bir güzellik katmıştı.Ya o çöpün nalet kokusuyla zıtlaşan güzel parfümü... Birden kendine gelerek asasını gence doğrulttu.Ama genç ondan korkmamış bir şekilde gülümsüyordu.

"Sen kimsin ve burada ne işin var ? "

Diye sordu Marissa.Korkmuştu ve titriyordu.Ne yapacağını bilmezmişcesine endişeliydi bakışları.Kalbi daha hızlı çarpmaya başlamıştı sanki.Acaba Marissa'ya ne oluyordu ?

"Adım Samuel Rick Simpson.Bu saatte burada dolamanız için epey cesaretli olmanız gerekir."

Karşısında duran kızı bir kez, bir kez daha süzdü.Güzel gözleri, güzel bakılşarı, aklı başındna alan saç kokusu... Herşey nedne bu kadar değişiveriyordu anlayamamıştı.

"Size eşlik edebeilirim, sanırsam yolumun üstündesiniz."

Dedi Marissa'ya yaklaşırken.Marissa ise ne diyeceğini bilemiyordu.Fazla hızlı atan kalbinin duyulacağı korkusu git gide içinde büyümüştü.

"B-Ben... Tabii olabilir."

Bir süre öylece yürüdüler.Ne Samuel ona adını sorma cesaretini, ne de Marissa ona neredne geldiğini sorma cesareti bulabilmişti.Marissa'nın evine yaklaşmış sayılırlardı ki, Marissa duraksadı.Onu gören genç adamda onun yanına gelerek etrafı süzdü.

"Geldik sanırım."

dedi Marissa'ya bakarak.

"Evet, yani yaklaştık."

"Adın ne ? yani hiç soramadım üzgünüm."

Marissa birden ne diyeceğini şaşırmıştı.

"Adım Marissa... Marissa Lizzie Lauran Gaunt."

Samuel Marissa'ya elini uzatırken kalp atışlarında artış yaşandığı şüphesine kapılmıştı.

"Tanıştığıma memnun oldum.Ayrıca bana Melissa diyebilirsin Sam... Yani bana Sam diyebilirsin Melissa."

Melissa kahkaha atmamak için kendini zor tutmuştu.Yine de hafif bir tebessümle yetindi.İyi akşamlar diledikten sonra yola koyuldu.Acaba ona arşı hisleri neydi ?

Birden bir kolun onu tutup kendine çektiğini farketti.Önceden irkildi ama sonra Samuel olduğunu görünce içinde rahatlama hissetti.

"S-Sam, gitmeli-"

Melissa konuşamadan dudakları, Samuel'in dudakları arasında çoktan mahsur kalmıştı.Belki de herşey yeni başlıyordu.

AD:Tiffany Ane
SOYAD:Andersen
RP YAŞI:20
ÖRNEK RP:Ane,Balyumruğa doğru yürümeye başlamıştı,içeri girdiğinde nerdeyse kimse yoktu.Sıkılmaya başladı ve dışarı çıktı.Yürümeye başlamıştıki aklına annesinin ölümü geldi annesi yemekte önce ona hep ''Hadi bakalım Prenses Ane masaya'' derdi.Ne kadarda özlemişti annesini.Babasıda uzun yıllar önce annesiyle ayrılmıştı hayatta tek başına ayaklarının üstünde durmalıdı.Kızıl ve uzun saçlarını topladı ve nereye geldiğini anlamaya çalıştı.Burası Gringotts'du.Dışardan yaklaşık 10 dakika bankayı izledi.Sanki herkesin bir acelesi vardı.Koşa koşa bankaya giriyorlardı.O sırada Hogwarts müdüresi Avrille karşılaştı,ona ''Merhaba'' dedi ama sanki o onu duymamıştı.Ona ''KSKS dersi hakkında birşeyler soracaktı ama o aceleyle bankaya yürüyordu.Ane,evine gitmek için yola koyulmuştu.Eve girince ilk işi yastıkları düzeltmek oldu elini-yüzünü yıkadı.Koltukta oturup gazete okuyordu.Birden dışarıda bir baykuşun uçtuğunu gördü.Bu baykuş her gece bu saatlerde gördüğü baykuştu.Adına ''Gri Kaptan'' koymuştu.Kapıyı açtı.İçeri girmesini sağladı Gri Kaptan evin içerisinde biraz dolaşıp tekrar dışarı uçtu.Ane ona el sallayarak içinden ''Görüşürüz kaptan,görüşürüz'' dedi.Çok yorulmuştu bugün odasına çıkıp tekrar Gri Kaptan'ı,annesini ve babasını düşündü.Gri Kaptan biraz önce gitmişti ama annesi ve babası o 16 yaşındayken gitmişti.Bunları düşündükten sonra yatğına yattı ve derin bir uykuya daldı.

tamam

Ben pm yoluyla örnek rpmi attım.

Lisabelle Ellen Roviuné


Lisabella henüz kardeşi Marissa ’ nın yokluğuna alışamamıştı…Marissa’nın yokluğundan buyna 6 ay 2gün olmuştu..sanki her an çıkıp gelecekti Marissa.Ama artık Lisabella kendine gelmeliydi…Çünkü Marisa ’nın yokluğundan buyana doğru düzgün işe bile gitmemiş,dışarı çıkmamış,en yakın arkadaşlarıyla bile görüşmemişti…En yakın arkadaşı,dostu daha yaşayıp yaşamadığını bile bilmezken; gezmek,eğlenmek…bunlar ona çok ter geliyordu..Peki ya Marissa hiç gelmezse…lisabella hayatının sonuna kadar böyle mi yaşıyacaktı??İşte bu düşünce yani Marissanın hiç gelmeyecek olmasının düşüncesi bile Lisabella’nın tüm bedeninin titremesini sağlıyordu..Fakat Lisabella artık her şeyin farkındaydı..farkında olmak zorundaydı çünkü…geride onu bekleyen bir hayat vardı…Ama bir an olsun Marissa’yı aklından çıkaramıyordu…odasının kapısından bile geçemiyordu,evin her bir köşesinde onun yaşadıkları anılar bir film şeridi gibi gözlerinin önünden akıp geçiyordu…lisabella bir anda bu düşüncelerden arınarak ‘’Tanrım!!artık kendime gelmeliyim…her ne kadar üzülmüş olsam da bunu hayatıma yapamam bir ömür Marissanın gelmesini bekleyemem…’’ dedi…
Lisabella hızla dolabına yaklaştı…üzerine giyecek bir şeyler arıyordu..iyi ama Lisabella naraya gidecekti?bu gün sadece evde kalmayı düşünüyordu…lisabella’nın gözüne birden siyah düz beyaz çizgileri olan bir pantolan ve beyaz sade bir tişört ilişti..hızla üzerini giyindi..ve etrfındakilerin meraklı bakışlarına hiçbir yanıt vermeden kırmızı yağmurluğunu alıp,kapının hemen ardındaki beyaz sporlarını giyindi…hılı adımlarla hatta koşar adımlarla göle doğru ilerliyordu…bir anda Marissa ile hep oturdukları yere oturdu…ve dışardanda anlaşılıyordu ki çok derin düşüncelerdeydi…lisabella marissa yı her şeye başladıkları yerde bitirecekti anlaşılan..çünkü marissa ala Lisabella nın bukadar kötü olmasını her an kendisini düşünmesini ve hayatından kendisi için vazgeçmesini asla istemezdi…!!!
[b]